Artikülasyon Bozukluğu Türleri

Artikülasyon Bozukluğu Türleri

Artikülasyon Bozukluğu Türleri

Artikülasyon Bozukluğu Türleri
 
1- Sesin düşürülmesi veya atlanması
2- Ses eklemesi
3- Sesin değiştirilmesi
4- Sesin bozulması
 
 
SESİN DEĞİŞTİRİLMESİ:
 
Sık görülen artikülasyon bozukluklarından biridir. Sözcük içinde çıkarılması güç gelen bir ses , çıkarılması kolay gelen bir sesle değiştirilir. Değiştirmeler bazen sözcüğün başındaki seste, bazen de ortasındaki seslerde olur. Bazen değiştirmeler, sözcük içindeki seslerin yerleri değiştirilerek de yapılabilir. Para- paya para- pava remzi -yemzi
 
 
SESİN BOZULMASI:
Konuşurken asıl çıkarılması gereken ses, yerine başka ses çıkarılarak konuşulur. Gelir – gelix Gelir -geliy Rotasizm artikülasyon bozukluklarının en yaygın olanıdır. ‘R’ sesi yerine başka bir sesi kullanmak ya da ‘R’ sesini çıkaramamaktır. Eğer artikülasyon bozukluğu kişinin konuşmasını anlaşılmaz hale getiriyorsa, çevresindekilerin dikkatini ne söylediğinden çok nasıl söylediğine çekiyorsa bozukluk oldukça ağır demektir.
 
 
 
Artikülasyon bozukluğunu ağır hale getiren etkenler yaşın ilerlemesi ve konuşmada bozulan ses sayısının fazla olmasıdır. Diş yapısı, dudak yapısı, çene yapısı, konuşma için çok önemlidir. Bu nedenle artikülasyon bozukluklarında uzmanlara muayene olup konuşmaya engel olan yapısal problemin olup- olmadığı araştırılmalıdır.
 
Rotasizm neden ortaya çıkabilir?
 
Alışkanlık: Diş değişimi sırasındaki diş eksikliği nedeni ile ortaya çıkan dislali, dişler tamamlandıktan sonra da devam edebilir. Çevresel nedenler: Çocuğun yakın çevresinde artikülasyon bozukluğu olan varsa, çocuk onu taklit edebilir. Çocukluk döneminde ortaya çıkan durumun ebeveynler ve çevre baskısı nedeniyle kalıcı hale gelmesi söz konusu olabilir.
 
 
 
Kinestetik duyu zayıflığı: Kinestetik duyu zayıflığı nedeni ile dil pozisyonunu ayarlayamaz. Kognitif bozukluklar Bilinmeyen nedenler Dudak, dil, yutak, gırtlak, burun yapılarında doğuştan gelen ya da sonradan oluşan rahatsızlıklar Geçirilmiş operasyonlar Diş anomalileri, eksiklikleri ve bozuklukları “R” sesi normal şartlarda maksimum 6 yaş civarında çıkarılabilir ve kullanılabilir.Tüm sesler 8 yaşında net şekilde çıkarılabilir ve kullanılabilir. 8 yaşını geçtiği halde ses eksiği olan çocukların konuşma ve dil terapistine başvurmaları gelişimleri açısından faydalı olacaktır.
 
 
Konuşma bozukluğu olduğunu saptamak için şunlara dikkat etmek gerekir. *Birey konuşurken; ne anlattığından çok nasıl konuştuğu dikkat çekiyorsa, *Konuşma anlaşılır şekilde değilse, *Konuşma toplumsal normlara uygun olmayan bir hal almışsa; *Kelimeler net bir şekilde anlaşılmıyorsa; *Uygun olan harf dizimi yerine farklı harfler kullanılıyorsa *Sesin çıkarılması, ritmi ve vurguları bozuk ise, *Konuşmanın duyulmasında yetersizlik varsa *Ses bozuk ve tırmalayıcı ise *Dil yönünden kelime dağarcığı ve gramer yetersiz ise *Konuşma bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygun değil ise; konuşma bozukluğundan şüphelenilir. Uzmanlara başvurmak gerekir. Ailelerin yaptığı en sık hata paniktir.
 
 
Sakin olmanız hem sizin hem de çocuğunuzun yararına olacaktır. Çocuğu heyecanlandırmak, sık sık durumu hakkında konuşmak, konuşmasını düzeltmek, tekrar tekrar aynı kelimeyi düzelterek söyletmeye çalışmak; özgüven oluşumunu zedeler, yetersizlik hissi oluşturur. Çocuğun İçine kapanık, konuşmak- toplum içine girmek istemeyen bir birey haline gelmesine sebep olur. Zamanla agresif tutum sergileyebilir. Ebeveynlerin yanlış tutumu kalıcı konuşma bozukluklarına, kişilik bozukluklarına ve diğer psikolojik rahatsızlıklara zemin hazırlayabilir. Yapılması gereken uzmanlar kontrolünde bu problemin üstesinden gelmektir.
 
 
 
A- Konuşmanın Önemi İnsanın önemli bir dereceye kadar uygarlaşması, insanın yaşantıları paylaşma, fikirlerini değiştirmeye, bilgiyi bir kuşaktan diğerine aktarma yeteneği sayesinde geliştiği için konuşma çok önemlidir. Konuşma olmadan uygarlığın olmayacağı bir gerçektir. En ilkel toplumlarda bile insanlar birlikte yaşadıkları için birbirleriyle konuşarak anlaşırlar. Ancak bu yolla duygu ve düşüncelerini birbirlerine aktarabilirler ve birbirlerini anlayabilirler. Konuşma insanları hayvanlardan ayıran birkaç yetenekten biridir ve düşünme yetisi ile yakından ilgilidir. Konuşma doğuştan getirilmeyen sonradan öğrenilen bir beceri olduğu için öğrenmeyi etkileyen etmenler konuşmanın öğrenilmesini de etkiler. Konuşmaya uygun olan bir ortalama ve iyi konuşma örneğine sahip olan çocukların konuşmaları daha düzgün olabilir. Öğrenmeyi güçleştiren, gelişmeye ket vuran etmenler de konuşma gelişimine olumsuz etkide bulunur. Konuşmanın öğrenilmesi bir anda sonuçlanan, duruk bir öğrenme olmayıp zamana bağlıdır ve gelişimsel bir özellik gösterir.
 
 
Her çocuk önce anne-babasının ve yakın çevresinin konuştuğu dili öğrenir. İnsanların iyi ilişkiler kurup işbirliği içinde yaşadıkları, iletişime çok yer verdikleri bir çevrede çocuk; konuşmayı daha çabuk kazanabilmektedir. Özellikle ailedeki kişiler iyi, açık, rahat konuşuyor ve iyi dinleyici iseler çocuk bundan yararlanır. Konuşma için özel tek bir organ yoktur. Konuşma birçok organın birlikte, eşgüdüm içinde çalışması ile oluşan bir iletişim biçimidir ve zamanla otomatik duruma gelir. İnsanın sonradan kazandığı, öğrendiği bir beceridir. Bu öğrenme genellikle taklit yoluyla olur. Bu nedenle çocuk önce en yakınında bulunan ve onunla en çok ilgilenen yetişkinlerin dilini konuşmayı öğrenir. Bu yetişkin kişi ise genellikle annedir. Bu nedenledir ki herhangi bir kişinin dilini öğrenmek istediğimizde – ana diliniz nedir? Sorusundaki ana sözcüğü bu durumdan kaynaklanmaktadır. Yaşamında önemli bir yer tutan ve doğal bir süreç olan konuşmanın bozuk olması çeşitli nedenlerle bireye büyük sorunlar yaşatabilmektedir. Bu sorunlar dizgesinde kendisinden başlayıp anne, baba, yakın çevre ve öğretmeni de içine alan bir rahatsızlık yumağı oluşur. Konuşmasında herhangi bir bozukluk olan bir kişi, çocukluğundan başlayarak çevre ve kendisiyle ilişkisinde kendini anlama ve kendine bir yer edinmede konuşmasından kaynaklanan çeşitli engelleri aşabilmek için büyük bir uğraş, bir savaş vermek zorunda kalacaktır. Engelli konuşma kişinin gerek aile içi gerekse dışındaki yaşantısında büyük güçlüklere neden olur. Bu güçlükler çeşitli uyum sorunlarına dönüşebileceği gibi, eğitim ve öğrenimi aksatıcı, engelleyici, hatta tıkayıcı bir nitelikte oluşturabilecektir.
 
 
 
B- Konuşma Bozukluğu Nedir? Konuşma bozukluğu denilince ilk akla gelen gerek konuşmanın akıcılığının bozulması, gerekse de bazen konuşmaya eşlik eden uygunsuz vücut devinimlerinin yer alması sonucunda dinleyenlerin, ne konuşulduğu ile ilgili olmayıp, nasıl konuşulduğuna dikkat çekmesi açısından kekemelik olmaktadır. Ancak konuşma bozuklukları dilin sesli sembolleri, artikülasyon, ses ve işitme olmak üzere geniş bir alanı kapsar. Kimi çocuğun istendik bir konuşma yapamamasının nedeni, konuşmaya karşı bir isteğin ve hazırlığın olmamasından kaynaklanabilir. Kimi çocukta işitme yoluyla ilk karşılaştığı kelimeler onda geçici bir anlam kazanana kadar iz bırakmayabilir. Bir iç lisan hazırlığı olmadığında da, onda karşılıklı anlaşmayı gerektirecek bir anlatım yeteneği gelişmez. Bunun için anlamlı bir konuşma dili kazanması ancak sağlam bir merkezi sinir sistemine sahip olmakla mümkündür. Kimi çocuğun anlaşılmaz bir konuşma sergilemesinin temelinde dil, dudaklar, çene, damak ve çevresel sinirlerin zayıf ya da fonksiyonlarını yerine getirememesi rol oynayabilir.
 
 
Sonuçta böylesi çocuğun sesi doğru çıkarması ve anlamlı iletişim kurması olanaksız olmaktadır. Ayrıca istendik bir konuşmanın sergilenememesinin önemli nedenlerinden birisi de çocuğun işitme organında sorunun olmasıdır. Konuşma bozukluğu, organik ya da görevsel nedenlerle konuşmanın anlaşılmasını güçleştirecek biçimde değişkenlik göstermesi durumudur. Eğer bir konuşma hoş olmayan sesle veya yaşına uygun olmayan, anlaşılmayan bir şekilde yapılır; dolayısıyla normalden çok farklılık gösterir ve dikkati konuşana çeker ise genellikle engelli konuşma olarak kabul edilir. Konuşma, diğer insanların konuşmalarından dikkati çekecek kadar sapma gösterdiği, iletişimi karıştırdığı ve konuşanda uyumsuzluk yarattığı zaman engellidir şeklinde de tanımlanabilir. Bir diğer tanım, çocuğun konuşması, dinleyenlerin dikkatini ne söylediğine olduğu kadar daha çok nasıl söylediğine çektiği zaman engellidir.